23 Eylül 2010 Perşembe

MARMARİS'TAN SELANİK'E : RODOS GİRİT

Ege’nin lacivert sularında yol alan bir geminin güvertesinde hafif hafif esen rüzgar eşliğinde güneşlenmek,kitap okumak ya da tembellik etmek.Geminin uğradığı her limanda Ege yemeklerinin,şaraplarının tadına bakmak,taş döşeli dar sokaklarda alışveriş yapmak,uçsuz bucaksız altın sarısı kumsallarda denizin tadını çıkarmak.Tüm bunları ve daha fazlasını şimdi sizlere önereceğim rotada bulabilirsiniz.




Ege’de sıcaklığın,insanların ve fiyatların henüz artmadığı Mayıs ve Haziran ayları bu yolculuk için en ideal zaman.Marmaris’ten başlayan, sırasıyla Rodos,Karpathos,Halki ve Girit adalarıyla süren bu yolculuğu Selanik’e uçarak tamamlayabilirsiniz.



Marmaris’ten günde iki kez kalkan deniz otobüsleriyle yaklaşık bir saat süren yolculuk sonrası Rodos’a ulaşabilirsiniz.Şövalyeler adası olarakta anılan Rodos’un surlarla çevrili eski kenti Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınmış.Adanın bir başka özelliğide dünyanın yedi harikasından biri sayılan güneş tanrısı Helios’un bronz heykelinin bir zamanlar limanda bulunuyor olması.Bugün yerinde yeller esen bu heykelin limanın girişinde bulunduğu ve gemilerin limana heykelin iki bacağının arasından girdiği adada satılan hediyelik resimlerde tasvir ediliyor.



Rodos’ta eski kenti gezmenin dışında yapılacak en iyi şey araba ya da motorsiklet kiralayarak turist rotalarının dışına çıkıp adanın daha bakir yerlerini görmek.Turistlerin adada ilgi gösterdikleri bir diğer yerde Lindos.Gün içinde günübirlik ziyaretçilerin akınına uğrayan Lindos’un dar sokakalarında yürümek işkenceye dönüşebilir.Tavsiyem bir akşamüstü Lindos’a gidip geceyi burada geçirmeniz.Beyaza boyanmış evleri,küçük restaurantları,taş döşeli dar sokakları ve pırıl pırıl deniziyle Lindos görülmeye değer.

Eski kente 10 kilometrelik mesafede olan Ialyssos Dorik,Bizans ve ortaçağ karışımı görüntüsü ile gezilmesi gereken yerlerden.




Bir sonraki durağımız olan Halki adası’na Rodos’un Skala Kamiros limanından hergün kalkan teknelerle ulaşmak mümkün.Çok küçük olan adanın taş evleri hiç bozulmamış.Tipik Yunan adası özellikleri taşıyan Halki’de motorlu kara taşıtı yok.Adanın plajlarına teknelerle ulaşılıyor.Halki adası kafa dinlemek için ideal.Sessizliğin içindeki adanın pansiyon olarak kullanılan taş evleri ve deniz kıyısındaki tavernaları insana huzur veriyor.Güneş ada evlerinin tam karşısından doğuyor.Bu nedenle, sabah erken kalkıp sonsuz sessizliğin ortasında gündoğumunu izlemek oldukça keyifli.



Halki’de denize girmenin dışında adanın arka tarafındaki Moni Agiou Ioanni manastırına yürüyüş yapabilirsiniz .Nefis manzaralı bir patikadan yaklaşık iki saat yürüyerek ulaşılan manastırda bugün keşişler yaşamıyor.Manastıra bakmakla görevli aile ise ziyaretçilere oldukça sıcak davranıyorlar.Bölgedeki diğer adaların ve Türkiye’nin manastırdan görünen manzarası tek kelime ile harika.



Halki’nin küçük oluşu nedeniyle adaya uğrayan gemi sayısı oldukça az.Çarşamba ve Pazar günleri dışında adaya gemi gelmiyor.Rodos’tan gelen gemiler Ege denizindeki birçok adaya uğrayarak Yunanistan’ın Pire limanına gidiyor.Gemi Halki limanından ayrıldıktan yaklaşık üç saat sonra Karpathos adasına yanaşıyor.Rodos’la Girit adasının tam ortasında kalan Karpathos upuzun bir ada.Yerleşimler adanın kuzey ve güney ucunda yoğunlaşmış bu nedenle orta bölgelerde çok sayıda bakir alan mevcut.Ancak, buralara ulaşmanın tek yolu özel araç.Adada otomobil veya motorsiklet kiralama olanağı var.



Karpathos’un Kuzey bölgesindeki yerleşimlerin en ilginci Olymbos köyü .Bir dağ köyü olan Olymbos pitoresk görüntüsü ve halkının hala yerel kıyafetlerle günlük yaşamını sürdürüyor olması nedeniyle oldukça etkileyici.



Adanın güneyindeki favori yerleşim ise Finiki.Çok az turistin uğradığı Finiki tipik bir balıkçı köyü.Burada bol bol taze ve ucuz balık yeme şansını bulabilir, köyün hemen dışındaki küçük koyda istediğiniz şekilde denize girme imkanını yakalayabilirsiniz.



Finiki limanındaki tepe gün batımını izlemek için çok uygun.Ayrıca bu tepeden kıyıdaki mavi boyalı kubbesiyle çok hoş görünen küçük kiliseyi,limandaki rengarenk balıkçı kayıklarını ve köyün genel görüntüsünüde keyifle izlerken, güneşide bir şişe şarap eşliğinde yarına kadar uğurlayabilirsiniz.Finiki adanın kafa dinlemek için en ideal yerleşimi.



Adanın altın kumlu plajları en yakın yerleşimden onbeş kilometre uzaklıkta bulunan Lefkos’ta.Sadece balıkçı barınaklarının bulunduğu Lefkos yanyana beş kumsaldan oluşuyor.Aşıklar için cennet sayılabilecek bu kumsallar oldukça özgür ve eğlenceli vakit geçirmek isteyenlere tavsiye edilir.



Adanın en kalabalık yerleşimi Pıgadıa’da çok sayıda hotel,pansiyon,restaurant ve bar bulunuyor.Finiki’nin tam tersine gece eğlencesini sevenlerin burada konaklaması uygun olur.Pigadia’ya sekiz kilometrelik mesafede bulunan Amopi plajı iki güzel kumsaldan oluşuyor.Ayrıca Amopi’de çok sayıda konaklama tesisi var.Ancak, buranın olumsuz yanı turist bölgesi olması.







Karpathos’un balıklarından başka ünlü olan geleneksel yiyeceği yağ ve peynirle pişirilen ev yapımı makarnası.”Makarounes” adı verilen bu yemeği ve diğer geleneksel Karpathos yemeklerinin en lezzetlisini “Taverna Beautiful Karpathos” isimli restaurantta keyifle yiyebilirsiniz.



Adanın dağ köyleri sıcaktan bunaldığınızda ziyaret edebileceğiniz yerlerden.Pıgadıa’dan kalkan otobüslerle ulaşılan Aperi,Volada,Othos ve Pyles köyleri yeşillikler içerisinde olduğundan en sıcak günlerde bile oldukça serin.Bu köylerden Aperi 1700 yılından 1892 yılına kadar adanın merkezi konumundaymış.Pyles köyü ise merdivenli sokakları,pastel renkli evleri ve portakal ağaçlarıyla keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer.



Rodos, Pire arasında rutin olarak çalışan feribota Çarşamba veya Pazar günü tekrar binerek yolunuza devam edebilirsiniz.Karpathos’tan hareket eden gemi birkaç küçük adaya uğrayarak yaklaşık altı saat sonra Girit’in Sitia limanına ulaşıyor.Altı saat uzun bir zaman gibi görünse de gemide vaktin nasıl geçtiği pek anlaşılmıyor.Yol boyunca uğranan şirin adalar ve Ege’nin lacivert suları sizi oyalayacak seyirlik malzemeyi yeterince sunuyor.Ayrıca geminin güvertesindeki şezlonglar, güneşlenmek ve kitap okumak için ideal.



Doğudan ,batıya doğru yaklaşık üçyüz kilometrelik uzunluğu ve ortalama kırk kilometrelik eniyle Yunanistan’ın en büyük adası olan Girit ölçülerinden de anlaşılacağı gibi harita üzerinde yatay bir çizgi görüntüsünde.



Sitia adanın doğu ucundaki ilk liman.Gemi burada yolcu indirip,bindirdikten sonra yoluna devam ediyor.Girit kıyılarına yakın seyir eden gemiden adayı izleyerek süren yolculuğumuz, yaklaşık bir saat sonra Girit’in başkenti Iraklıo’da son buluyor.



Iraklıo, geleneksel özellikleri olmayan büyük bir şehir görüntüsünde.Bu nedenle burada fazla vakit geçirmemek gerekiyor.Ancak ,Iraklıo’ya beş kilometre mesafede bulunan Knossos antik kenti mutlaka görülmeli.





Knossos, Ege’deki en eski uygarlık olan Minos Uygarlığı’nın merkeziydi. Girit’in o dönemdeki efsanevi kralı Minos’un yer yer beş katı bulan dev sarayının kalıntıları burada.M.Ö.1600 ile 1400 yılları arasında altın çağını yaşayan uygarlık, halkının refah içindeki yaşantısı ve sanatıyla ün yapmış.



Iraklıo’dan her saat kalkan otobüslerle üç saatte Hania’ya ulaşılıyor.Yani şu ünlü “Hanya’yı, Konya’yı görürsün” lafının Hania’sına.Otobüs yolculuğu boyunca geçtiğimiz heryer zeytin ağaçlarıyla kaplı.Minos Uygarlığıyla başlayıp ,günümüze kadar süren ve Ege denince akla gelen mucize sıvı zeytinyağı Girit adasının en önemli ürünü.Yunanistan’ın en kaliteli zeytinyağları burada üretiliyor.Bu nedenle adadan birşey satın alınacaksa bu kesinlikle zeytinyağı olmalıdır.



Geçmişte, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölge olan Hania, Girit’in eski başkenti.13. yüzyıldan 16.yüzyıla kadar süren Venedik hakimiyeti Türklerin şehri ele geçirmesi ile son bulmuş.Hania Venedik, Türk ve Yunan kültürünün harmanlandığı ve izlerinin fazlasıyla göründüğü bir kent.Özellikle eski liman çevresindeki yapılarda Venedik etkisi görülürken, şehrin iç kesimlerinde Türk eserlerini görmek mümkün. Hania’nın siluetini kiliselerin çan kuleleri ve minareler oluşturuyor.



Eski limanda kıyı boyunca sıralanan tavernalar özellikle akşam yemekleri için en uygun seçenek.Girit’in nefis yerel şaraplarının ve zeytinyağlı mezelerinin her çeşidini gayet uygun fiyatlarla burada bulabilirsiniz.Öğlen yemekleri için ise en uygun yer kapalı bir çarşı görünümündeki “Yiyecek Pazarı”.Esnaf lokantalarının bulunduğu pazarda yemekle ilgili her türlü ürünü bulabiliyorsunuz.



Hania’ya bir saat mesafedeki Samaria kanyonu ondört kilometrelik uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun kanyonu.Kanyonun çıkışı deniz kenarında .Yürüyüş yapmak ve bu yürüyüşün sonunda denizle buluşmak isteyenler için keyifli bir seçenek.



Deniz keyfine düşkün olanlara ise önerilecek tek yer Elafonisi plajı.Hania’dan yaklaşık iki saatlik otobüs yolculuğuyla ulaşılan plaj sevimli kumsalları ve küçük koylarıyla ünlü.Ayrıca, bir battaniyeyle geceyi geçirebileceğiniz kadar güvenli ve romantik bir yer.



Yolculuğun bundan sonraki bölümünde Girit’ten uçakla Selanik’e yada Atina’ya geçebilir, oradan Türkiye’ye dönebilirsiniz.Henüz dönmek için erken diyenler ise yolculuğun şimdiye kadar olan bölümünde edindikleri tecrübeleri ve hayalgüçleriyle yollarına istedikleri gibi devam edebilirler. Yolunuz açık olsun.

Ömer kokal yazılarından alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder