24 Kasım 2010 Çarşamba

HORASANİ-ZADE DERVİŞ ALİ DEDE’NİN BEKTAŞİLİĞİ GİRİT’E GETİRİŞİ

Tokat Alevi Kulübü


Usta-zade Girid’li Yunus Beyin Kandiya’da aldığı notlarından, ileriki yıllarda Orhan F. Köprülü tarafından; Bektaşiliğin Girit’e intişarı adıyla yayımlanan makale. Oradan sunuyorum;



“Bektaşi tarikatını Girit’e getiren, Horasani-zade Mevlana Derviş Ali Dede’dir.(Mevlana adı olup Mevlevilik ile bir ilgisi yoktur.) Bu zat Ankara Vilayeti Kırşehir müftüsü, Horasan’ın Türkmen aşiretlerinden; Horasanlı Mehmed Hüdabende’nin büyük oğludur. Tahsilini bitirdikten sonra İstanbul’a geldi. İmtihan vererek Süleymaniye darülhadisine girdi. Orayı da bitirdi icazet aldı. Sonra memleketine dönerek babasının yanına gitti. Maneviyata merakı sebebiyle babasının tarikatına girdi. Kırşehir sancağı Hacı Bektaş nahiyesinde Suluca Karahöyük mevkiinde (Şimdi Nevşehir’e bağlıdır.) tarikatın piri Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerinin Pir evi adıyla bilinen Büyük Tekkesine gitti. Her şeyi terk ederek tarikata katıldı ve derviş oldu. Sırayla tüm aşamalardan geçti. Osmanlının Kalyon vakasıyla 1054 (1664) Girit’i feth etmek için harekete geçmesiyle, Her yerde harekete geçildi. Pir evi Osmanlı ordusunun Hazreti Pirin hamisi olduğunu bilir ve itikat ederdi. Bu nedenle Pir evi postunda bulunan Dimetokalı Vahd Dede bu eski gelenek üzerine Girit seferi için kafileyi teşkil etti ve ehliyeti herkesçe bilinen Horasani-zade’yi hilafet payesiyle halife yaptı ve kafileye kafile başı yaptı. Horasani-zade kafilesiyle Girit’e (25 Rebiülahir 1055(1645) )gitti. Orada dergahın kurulması ise 1060 (1650) dir. Doğum tarihi belli olmasa da Hakka yürümesi (vefatı) 1082 (1671-1672) dir. Kandiye yakınlarında güneyinde (45 dakika) ismine izafe olunan Horasanlı dergahının cennet misali bahçesinde bir türbe içindedir.”



Baki Öz ise “Balkanlarda Alevi – Bektaşilik” yazısında; Girit’e Bektaşiliği, Horasan Türkmenleri soyundan Kırşehirli Horasanlı Mevlana Derviş Ali Dede sokar. 1664’de Girit’in alınması sırasında ora “Bektaşi yoksulları kafilesi”nin başı olarak katılmıştır. Derviş Ali Girit’te Bektaşiliği örgütler, kurumlarını (dergâhlarını/ tekkelerini) açar, babalar atar. Böylece Horasanlı Degâhı, Girit’te Bektaşiliği halka benimseten merkez olur. Girit’te Bektaşiler Kandiye, Resmo ve Hanya kentlerinde yoğunluktadırlar.



Mersin’de eski Giritli diye anılan, Giritliler: Girit adasında yüzyıllardır var olan Türk unsuru 1820’li yıllarda Osmanlının gücünü kaybetmesiyle adada Türkler için kötü günlerin başlangıcıydı. Yıllar süren baskı zulüm ve katliamlar karşısında dönemin padişahı Abdülhamit Han’a durumu bildirirler. Eski Giritli diye bilinen Türkler Girit adasından 1898’de Adana, Mersin, Hatay gibi bir çok sahil kentine gelmişler. Bir müddet Han hamam gibi yerlerde kalmışlar. 1902’de iskan olmuşlar. Padişahın tapu vermesi üzerine yada diğer bir deyişle ihsan eylemesinden dolayı İhsaniye köyü yada İhsaniye mahallesi adlarını almıştır. Şimdiki Hebilli köyü Kale mahallesi de Giritlilere 45 hane olarak iskan edilmiştir. O zamandan kalan bazı yapılar vardır. 1. Dünya Savaşı patlak verince her haneden bir kişi yani 45 kişi savaşa katılmış 43 şehit 2 gazi ile köyde büyük kayıp yaşanmış. Yalnız kalan aileler Tarsus’ta ve Mersin’deki yakınlarına gitmişler. 5 – 6 hane kalan köy Kurtuluş savaşından sonra yine çoğalmaya başlamışlar. Yeni Giritliler diye anılan, Giritliler: 1924 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra mübadele ile Türkiye’ye gelen Girit Türkmenleridir. 1935 itibariyle adada Türk unsuru tamamen bitmiştir.



alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder